28 Ağustos 2008 Perşembe

Nasıl Delirdim -1-

Oha diyorum başka bişey demiyorum buradan beni izleyen ve sayıları "0" larla ifade edilen hayran kitlem. (Kitle - Kütle)

KÜTÜRT!

hah niye OHA dedim, zira ilk yazımı yazmış olmanın heyecanıyla yorumlar kısmına baktım. Hala "0" (Yazıyla: sıfır). buna rağmen doyamadım yazmaya 2. yazıyı hazırla komutunu verdiğim gibi aktım ortamlara. neyse bu PROLOG dan sonra asıl amacıma döneyim. (yabancı dilim nefistir, anlayın diye büyük yazdım. Bazen ben bile yabancılaşıyorum dilime, öyle duruyo vıcık vıcık ağzımın içinde, bu ne lan! pis pis, yutsan yutulmuyo, tükürsen tükürülmüyoğğğhh)

Herşeyi ilk baştan anlatcaktım.


Kendimi tanıtarak başlamak iyidir. Zira bu destansı hikayenin kahramı benim. Tanımanız lazım. Hastası olursunuz.



1984 yıllının sonbaharında oksijenle yanan ciğerlerimin yarattığı rahatsızlıkla biraz eleştirel bir ağlamayla geldim buraya. Ne derdim vardı da o kış diğer kardeşlerimin arasında hızlı koşacağım tuttu bilmiyorum, bir daha asla koşmamaya karar verdim.

Şimdi minibüs beklerken, işe giderken bazen aklıma geliyor, yavaştan alıyorum. Ama gidiyorum sonuçta, hayat da böyle sanırım.

Neyse, çalkantılı, inişli çıkışlı, emmeli gömmeli eğitim hayatım Ankara'da iyi bir üniversite de bitti. Öyle sanıyordum. (Dikkat ettiyseniz 0-7 arasını atladım, çünkü üretkenliğim genelde kaka ve çişti) ( E tarrağım eğitim hayatında ne ürettin derseniz, aldığım karne ve çizdiğim resimleri gösterebilirim. Belgelere dayanıyorum, dayandırıyorum, sürttürüyorum seliloz seliloz...)

Eğitim hayatım bitmedi, hatta boka sardı. Özel bir üniversiteye hizmet veren özel bir eğitim kuruluşunda özel öğretmen oldum. İngilizce öğretmenliği bölümünü seçtiğimi mezuniyetten sonra kavramam ayrı bir kitabımın konusudur, lakin bastıramadım. (Ona da dayandığım oluyor bazen)


Hızlı iş hayatı ve lisansüstüsü (üstübü vardır bide, bilmeyenleri sanayiye yönlendiriyorum, kaportacılar fln yardımcı olur) delirmem de etkili oldu mu? E oldu tabi! Olmamı? (Alpay Erdem'e hörmetler)

Neyse fazla hızlı geçtik sanırım. Tarihten bahsedecez dedik, pat diye bugüne geldik. Gerçi 24 yılın nesinden bahsediyosun, geleyim 70 yaşıma ne döktürürüm ben! Ama nereye döktürüyosun kardeşim, şimdiki gibi yaşarsam en fazla bir paragraf daha eder yazacak. Bunları düşünerekten yazıyorum şimdiden.


De...

Yoruldum şimdiden.
İş güç zor tabi. Günün 12,5 saatini işte geçir sonra gel aman da yaratıcılığım tuttu yazı yazayım. Yok YEA! (Young Ebüdürük Assocciation)

Ama yazacam. Yoksa unuturum. Yazmak lazım.

Devam edecem. Biliyorum bunu okuyunca niye okudum ben bu başşak kafalının yazısını diyeceksiniz ama. Kusura bakmayın da okumayacağınızı da biliyorum, eşşek herifler! Okumuyosunuz zaten!

Haydi yeter bu günlük.

Hiç yorum yok: